Kırşehir Masaj Salonu-Ecem Hanım

Kırşehir Masaj Salonu-Ecem Hanım Her ne kadar bu vakanın kaydında fazla ayrıntıya yer verilmese de meclis, önünde duran manzarayı -yatağa kıskıvrak bağlanmış iki sevgili- zinanın gerçekleştiğine dair kanıt olarak değerlendirir. Bu durum Iştar-ummi’nin kaderini belirlemeye yeter. Öte taraftan Irra-malik karısını daha fazlasıyla kabahatlamaya karar verir. Kilerden ekin çalmakla (herhalde sevgilisine hediye olarak vermek için) ve susam yağı kavanozunu açıp hırsızlığını örtbas etmek için yine bir bezle kapatmakla kabahatlar. Bu ilave kabahatlar zinanın yanında önemsiz kalsa da kadının kabahatunun önemli bir kısmını oluşturur. Kötü eşler sadece sevgili edinmekle kalmıyor, kocalarının kaynaklarını da ziyan ediyorlardı.

Iştar-ummi’nin yaşamı zalim bir sona doğru gidiyordu ama çekebileceği eziyet düşünülünce, ölüm onun için daha iyi görünüyordu. Meclis, önce cinsel organının çevresindeki kılların tıraşlanmasına karar verdi. Bunun, onu aşağılamak için mi, yoksa ömür boyu sürecek köleliğe hazırlamak için mi yapıldığını bilmiyoruz. Muhtemelen Irra-malik’in evinde, ona ve yeni eşlerine hizmet etmek üzere kölelik mertebesine düşürüldü. Öte yandan öncesinde, kadının burnunun bir okla delinmesine ve eşek şeklinde rezilce şehirde dolaştırılmasına karar verildi. Sevgilisinin akıbeti ise bilinmeyen, fakat kadın öldürülmediğine bakılırsa muhtemelen erkek te öldürülmemiştir.

Kırşehir Masaj Salonu-Ecem Hanım

Kocaları sevgili edindiğinde eşlerinin şikayet etme hakları yoktu -cinsel ilişkiye girme konusunda tamamen reddedilmedikleri yada toplum içinde aşağılanmadıkları sürece. Bu durumlarda bile, en azından Babil’de, kocalarını boşamaya yeltenebilirlerdi fakat bu da riskli bir adımdı; mahkeme kadının cinsel davranışlarını da masaya yatırıyordu ve davada zina yapmış oldukları tespit edilirse, kadınlar ölmeleri için dereye atılıyordu. Bu riskler hesaba katıldığında kocalarının yanlış davranışlarını sineye çekmek, eşleri için acı olsa da bir fazlaca güvenliydi.
Kadınlar kesin kanıt olmadan da zinayla kabahatlandığında da nehre atılmaları gündeme gelebiliyordu. “nehir sınavı” diye malum işkenceyle, kadınlar suya atılarak haklarındaki iddiayı temizleyebiliyorlardı: Eğer hayatta kalırlarsa, masum oldukları ilan ediliyordu; boğulurlarsa da suçlu olduklarına hükmediliyordu.

Her iki durumda da mesele karara bağlanmış oluyordu. Sümerlerde Mari krallığı döneminde yaşanan bir vakada, ismi bilinmeyen bir hanım nehir sınavı başlamadan önce halkın önünde ayrıntılı bir açıklamada bulundu. Bir babayla sex yaptığını ve onunla evlenmeden önce de oğluyla cinsel ilişkiye girdiğini itiraf etti. Düğünden sonra kocası uzaktayken oğlu gelip yine sex yapmak istediğini söylemiş. “Beni dudaklarımdan öptü,” diye naklediyor hanım.