Kırşehir Mutlu Son

Kırşehir Mutlu Son

Kırşehir Mutlu Son

Bu sırada fena sayılmayan boyutlularda ki aygıtı, kapalı

bacaklarımın girişi engellediği yere sertçe dayanmış

duruyordu fakat sonucunda bir tek bedensel güç kullanarak bir

şey yapamayacağını anlayınca, yakarışlara ve tartışmalara

başvurdu. Tüm bunlara utangaçlık dolu bir sesle cevap verdim, Kırşehir Mutlu Son

beni öldüreceğinden dolayı korktuğumu söyledim. Bana

bu şekilde davranmamalıydı. Yaşamımın aslabir anında bu şekilde

işlem görmemiştim. Benim utandığım kadar kendisinden

utanmıyor mu diye merak ediyordum. Masumluğu ve dehşeti

dile getirmeye en uygun olduğuna karar verdiğim böyle

aptalca, çocukça geri püskürtme ve yakınma yollarıyla neye

ulaşmayı umduğunu sormuş oldum. Gene de nihayetinde hareket ve

sözlerindeki ısrarın hararetine yenilir benzer biçimde yaparak

bacaklarımı hafifçeçe araladım. Öyle ki, geçidime sadece aygıtı‐

nın ucuyla değebiliyordu fakat onu içeri sokamaya-cak kadar

bitip tükendiğinden, vücudumu hafifçeçe bükerek dolaylıyoldan girişini engellemekle kalmayıp beni parçalıyormuş

şeklinde çığlık atarak onu şiddetle üzerimden silktim. Bütüngücüyle dirense bile eğerde kalamazdı. Buna gerçektensinirlenmiş görünüyorsa da nazlanmam ona daha çok zevk

veriyordu, tam tersine, gözünde daha da kıymet kazandığımı

Kırşehir Mutlu Son

hissedebiliyordum. Ne var ki artık beklemeye dayanamayacak

kadar alevlendiğinden üzerime yine çıkıyor ve benim için

daha çok neler yapabileceğine dair en sevecen iknalarla

okşayıp yatıştırarak, sabretmem için yalvarıyordu. Bunun

üzerine biraz yumuşamış, canımı bu kadar fazla yakmasından

gösterdiğim öfkeyi bastırmış gibi görünerek bacaklarımı

aralayıp yeni bir tecrübe etme için yolu açmasına göz yumdum

ama gittiği yönü ve yöntemini iyi izlediğimden ağız birazcık açı‐

lır açılmaz sanki girişinden kaçtığımdan değil de, çabalarının

bana çektirdiği acıdanmış şeklinde yerimden sıçradım. Buna, Kırşehir Mutlu Son

uygun hareketleri, inlemeleri ve çığlıkları da tabii ki

unutmadım. Beni incitiyor, öldürüyordu. Acıdan ölmek üzere

olduğumu haykırıyordum. Hedefine varır şeklinde görünmeyen

hamlelerinden sonra zevk öyle hızlı terfi etti ki artık ne

denetlenebilir, ne durdurabilirdi. Zevkin

doruğuna yaklaşmasının taşkınlığı ve hiddeti içinde, beni

hemen hemen gafil avlayacak sert bir darbeyle yerleştiği dış ağzın

hemen içinde o sıcak serpintiyi hissettim fakat orada

bitirmesine izin vermeyecek kadar zalimdim. Onu tekrar

dışarı attım, bununla birlikte işitilme olasılığına hiç aldırış

edemeyecek kadar güçlü bir acı duymuşçasına yüksek

perdeden bir çığlıkla haykırdım. İşini eksiksiz tamamlasa, şu

an ki engellemelerden çıkardığı sözde nedenlerle duyduğu